Yoksulluk ve İştirak Nafakası Talebi-Zaman Aşımı
T.C. Yargıtay Başkanlığı - 3. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2016/11633
Karar No.: 2017/1668
Karar tarihi: 20.02.2017
cevap dilekçesi • basit yargılama usulü
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/2010 tarih 2010/253 esas 2010/352 karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukları...'ın velayetinin davacıya verildiğini, müşterek çocuğun... İlköğretim Okulunda öğrenci olduğunu, davacının evlere temizliğe giderek geçimini sağlamaya çalıştığını, ekonomik olarak zor durumda olduğunu ileri sürerek, müşterek çocuk için 250 TLiştirak ve kendisi için 250 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı, taraf ile ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/2010 tarih 2010/253 esas 2010/352 karar sayılı kararı ile boşandıklarını, kararın 07/02/2011 tarihinde kesinleştiğini, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıllık süre geçmiş bulunduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiğini, müşterek çocuk için ise aylık 250,00 TL nafaka ödeyebileceğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk Hasan... için aylık 250 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsili ile davacı için aylık 150.00 TLyoksulluk nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
TMK. 175.maddesi hükmü gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
TMK 178.maddesine göre ise; “Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.”
Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; boşanma nedeniyle yoksulluğa düştüğü iddiasıyla yoksulluk nafakası istemektedir.
Zamanaşımı; EBK Kanununun 125 vd. maddeleri ile YBK Kanunun 146 vd. maddelerinde genel anlamı ile hükme bağlamış olup, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması nedeni ile dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade etmektedir. Bu bakımdan zaman aşımı def'i, alacaklının alacağın borçlunun nızasına aykırı olarak dava yoluyla isteyebilme hakkını ortadan kaldıran kişisel bir savunma sebebidir.
Zamanaşımı hukuki niteliği itibariyle de, maddi hukuktan kaynaklanan bir defi olup; usul hukuku anlamında ise, bir savunma aracıdır. (Kuru: a.g.e., Cilt2, s.l761;Von Tuhr: Borçlar Hukuku (C.Edege Çevirisi), Ankara 1983, Cilt 1-2, s.688 vd; ...: Defi ve İtiraz Arasındaki Farklar ve ileri Sürülmesinin Hukuki Sonuçlan, EÜHF Dergisi, Cilt: III, Sayf 1, Kayseri 2008, s.255 vd.).
Bu itibarla zamanaşımı def'i ileri sürüldüğünde, hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. Ancak; borçlunun kendisine karşı açılmış olan alacak davasında böyle bir olgunun var olduğunu, yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi gerekmektedir.
Somut olayda ,tarafların ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/12/2010 tarih 2010/253 esas 2010/352 karar sayılı kararı ile boşandıklarını, kararın 07/02/2011 tarihinde kesinleştiği,yoksulluk nafakası istemini içerir iş bu davanın ise 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 03.04.2015 tarihinde açıldığı sabittir.
Dava konusu ihtilaf, basit yargılama usulüne tabi davalardan olup,zamanaşımı def'inin cevap dilekçesi ile verilmesi gerekecektir. Mahkemece dava dilekçesi davalı asile 02.05.2015 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, davalı ise süresinde 08.05.2015 tarihinde sunduğu cevap dilekçesi ile zamanaşımı def'ini ileri sürmüştür
O halde, mahkemece boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıldan fazla süre geçtiğinden, yoksulluk nafakası talebinin zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken,yazılı şekilde karar verilmesi dogru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Av. Mesut YILDIRIM