Marka Tescil Talebi
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU
E. 2004/11-60 K. 2004/101
T. 25.2.2004
• MARKA TESCİLİ ( Daha Önceden Benzer Marka Tescil Başvurularının Kabul Edilmiş Olması - Davacının Tescilini Talep Ettiği Markasının Tek Başına Tescilinin Hukuki Nedeni Olamayacağı )
• TESCİL TALEBİNİN REDDİ ( Davacının Tescilini Talep Ettiği Marka Benzeri Başvurularının Daha Önceden Kabul Edilmiş Olması - Tek Başına Tescilinin Hukuki Nedeni Olamayacağı )
• MARKA TESCİL TALEBİNDE ALINAN BİLİRKİŞİ RAPORU ( İtibar Edilmediğine Göre Yeni Bir Bilirkişi Raporu Alınmak Suretiyle Oluşacak Sonuç Çerçevesinde Karar Vermek Gereği )
• BİLİRKİŞİ RAPORU ( İtibar Edilmediğine Göre Yeni Bir Bilirkişi Raporu Alınmak Suretiyle Oluşacak Sonuç Çerçevesinde Karar Vermek Gereği - Marka Tescili Talebi )
KHK-556/m. 7/1-c
ÖZET : Mahkemece, bir takım markaların daha önceden, davalı Enstitü'ce tescil edilmiş olduğu gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, daha önceden benzer marka tescil başvurularının kabul edilmiş olması, davacının tescilini talep ettiği, "BİODENGE" markasının tek başına tescilinin hukuki nedeni olamaz. Mahkemenin davayı kabul gerekçesi bu nedenle yanlış olmuştur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; yargılama esnasında alınan bilirkişi raporuna itibar edilmediğine göre, yeni bir bilirkişi raporu alınmak suretiyle, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermekten ibarettir.
DAVA : Taraflar arasındaki "Marka Tescil Talebinin Reddi Kararının İptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 21.11.2001 gün ve 2001/107-802 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.5.2002 gün ve 2002/1111-4994 sayılı ilamı ile ( ...Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından, "BIODENGE" ibareli markanın 05, 29, 30, 31, 32. sınıflarda tescilli için davalı Enstitü'ye yapılan tescil başvurusunun ve itirazının reddedildiğini, redde mesnet gösterilen 556 sayılı KHK.nın 7/1-c Maddesinin tescili talep edilen marka için tatbik edilemeyeceğini, markanın müvekkilince gelişi güzel seçilmiş bir kelime olup, markayı oluşturan "BİO" ve "DENGE" kelimelerinin ayrı, ayrı anlamları olsa dahi, bunların bir arada ve üzerlerinde kullanılmak istenilen ürünlere ilişkin olarak anıldıklarında her hangi bir anlama gelmediğini, kaldı ki, bir çok benzer şekilde türetilmiş markaların gerek müvekkili şirket, gerekse 3. kişiler adlarına tescilli olduğunu ileri sürerek, markanın tescil başvurusunun reddine ilişkin davalı Enstitü'nün 20.11.2000 tarih M-1619 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, "BİODENGE" ibareli marka tescil başvurusunun marka olarak üzerinde kullanılacağı malların cinsini, çeşidini, vasfını, kalitesini, miktarını, amacını, değerini veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirtmesi nedeniyle, 556 sayılı KHK.nın 7/1-c maddesi gereğince reddedildiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve dosyadaki kanıtlara nazaran, davalı kurumun gerek davacının benzer nitelikteki bionutra, bioform, dava dışı 3. şahısların biosilik, biovitamine, biosaf, biodoğa markalarını tescil etmiş bulunduğunun anlaşılması karşısında biodenge markasının davacı adına tescil edilmesinin 556 sayılı KHK.nun 7/1-c. Maddesine aykırılık teşkil etmeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının 20.11.2000 tarih ve M-1619 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karar, davalı TPE. vekilince temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, mahkemece, bir takım markaların daha önceden, davalı Enstitü'ce tescil edilmiş olduğu gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, daha önceden benzer marka tescil başvurularının kabul edilmiş olması, davacının tescilini talep ettiği, "BİODENGE" markasının tek başına tescilinin hukuki nedeni olamaz. Mahkemenin davayı kabul gerekçesi bu nedenle yanlış olmuştur. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; yargılama esnasında alınan bilirkişi raporuna itibar edilmediğine göre, yeni bir bilirkişi raporu alınmak suretiyle, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu yön gözden kaçırılarak, yazılı şekilde ve yanlış gerekçe ile hüküm tesisi hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden : Davalı vekili
KARAR : Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 25.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Av. Mesut YILDIRIM