Tapu İptal Tescil
8. Hukuk Dairesi
2010/6793 E.
2011/3644 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil
... ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.06.2010 gün ve 426/255 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacılar ... ve arkadaşları vekili, dava konusu 10839 (520) ada 8, 25, 32, 10837 (642) ada 6, 13 ve 10842 (523) ada 16 parsellerin ortak kök miras bırakanları ...’nın ölümü ile taraflara kaldığını, davalıların yakın miras bırakanları ..., ... ve ...’ın 1958 yılından önce düzenlenen sözleşme ile vekil edenlerinin yakın miras bırakanları ... ile... ... lehine miras haklarından feragat ettiklerini, ancak, kadastro sırasında dava konusu taşınmazların ortak kök miras bırakan adına tespit ve tescil edildiğini, oysa, bu taşınmazlarda davalıların bir miras hakkı kalmadığını ileri sürerek kayıt maliki kök muristen davalılara intikal edecek muris paylarının iptaliyle vekil edenleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ..., ..., ... ve ... kimliklerinin de tespit edildiği, cevap dilekçelerinde açılan davayı kabul ettiklerini bildirmişler, diğer bir kısım davalılar davanın reddine karar verilmesini savunmuş, bir kısım davalılar da davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümü davalılardan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilleri tarafından temsil edilmiştir.
Dava, miras payından feragat edilmesi nedenine dayanılarak TMK.nun 528. maddesi gereğince açılmış, tapudaki miras payının iptal ve tesciline ilişkindir.
Dava konusu parseller kadastro yoluyla 26.7.1996 tarihinde tarafların ortak kök miras bırakanları ... adına tescil edilmiştir.
Dosya arasındaki mirasçılık belgesine göre, ortak kök miras bırakan ... ../..25.5.1964 tarihinde, tarafların yakın miras bırakanlarından ... 19.01.1997 tarihinde, ... 11.12.1991 tarihinde, ...ise 26.11.1978 tarihinde ölerek tarafları mirasçı bırakmışlardır. Davacılar vekilince mahkemeye sunulan tarihsiz ve başlıksız adi nitelikli dayanak senette, davalıların yakın miras bırakanları .... ..., .... ve ... ortak miras bırakanlarından kalan miras paylarından davacıların yakın miras bırakanları ...ve ... lehine feragat ettiklerini bildirmişlerdir. Söz konusu sözleşme düzenlendiği zaman ortak kök miras bırakan ...’nın sağ olduğu yanların ve mahkemenin kabulündedir. Gerek mirastan feragat sözleşmesini düzenleyen TMK. nun 528/1. maddesi, gerekse henüz açılmamış miras hakkı üzerinde bir mirasçının diğer mirasçılarla veya üçüncü kişilerle yapacağı sözleşmeyi düzenleyen aynı kanunun 678. maddesi; bu tür sözleşmelerin geçerliliğini sağ olan miras bırakanın katılmasına veya oluruna bağlı tutmuştur.
Somut olayda, her ne kadar haricen düzenlenen dayanak sözleşme tarihsiz ise de, olayların akışı dosyadaki öteki bilgi ve belgelere göre kök miras bırakan sağ olduğundan ve bu sözleşmeye katılmadığından; ayrıca sözleşmede davalıların yakın miras bırakanları...ve ... parmak izi ve özel mühürlerini kullanmalarına rağmen HUMK.nun 297. maddesine uygun olarak mahallince maruf iki tanık tarafından da onaylanmamış olduğundan ve sözleşmenin alt bölümünde bir kısım davalıların yakın miras bırakanı ...’nın adı yazılmış olmasına rağmen imzası, parmak izi veya özel mühürü bulunmamakla dayanak adi senedin geçersiz olduğunun kabulü ve davanın reddine karar verilmesi gerekirken; değişik gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, temyiz itirazında bulunan davalılardan ... ve ... davayı kabul ettiklerinden ve davada mirasçılar arasında görüldüğünden bu davalıların temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Diğer yandan, ... mirasçıları olan ..., ... ve ... lehlerine 520 ada 32 ve 25 parsellerde, kök miras bırakandan gelen miras paylarından fazla payın tesciline karar verilmişse de; bu kişiler tarafından harcını yatırmak suretiyle usulüne uygun olarak açılmış dava bulunmamaktadır. Belirtilen kişilerin davacı sıfatını almamalarına rağmen bu şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler nedeniyle, davalılardan ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olmakla, bu kişilerin miras paylarıyla sınırlı kalmak üzere yerel mahkeme hükmünün HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 148,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.