Eksik İnceleme • Bilirkişi Kurulu • Kayyum • Satış Bedeli • Davanın Kabulü

Eksik İnceleme • Bilirkişi Kurulu • Kayyum • Satış Bedeli • Davanın Kabulü

Eksik İnceleme • Bilirkişi Kurulu • Kayyum • Satış Bedeli • Davanın Kabulü

T.C. Yargıtay Başkanlığı - 3. Hukuk Dairesi

Esas No.: 2016/8587
Karar No.: 2017/2963
Karar tarihi: 13.03.2017

eksik inceleme • bilirkişi kurulu • kayyum • satış bedeli • davanın kabulü

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dilekçesinde, davalının dava konusu taşınmaza kayyum olarak atandığını, taşınmazın davacı ... İdaresine taviz bedeli ödenmek suretiyle davalı tarafından satıldığını, ancak 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17.maddesi gereiğnce, "Vakıf taşınmazlarının mutasarıf ya da maliklerinin mirasçı bırakmadan ölmeleri durumunda taşınmazın vakıf adına tescilinin gerektiğini, ancak taşınmaz satıldığı için vakıf hakkının bedele dönüştüğünü", beyan ederek taviz bedeli mahsup edildikten sonra bakiye 292.500 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı savunmasında, taviz bedeli ödenerek taşınmazın vakıf ile ilgisinin kesildiğini, bu nedenle bakiye bedelin vakfına değil hazineye ödenmesi gerektiğini, diğer yandan vakfa rücu edilebilmesi için taşınmazın icareteynli ya da mukataalı vakıflardan olması gerektiği, bu nedenle de vakfın niteliğinin belirlenmesi gerektiğini beyan etmiştir.

Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün taraflarca temyizi üzerine Dairemizin 2012/14195 E.-2012/21547 K. sayılı kararı ile "...5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17.maddesi gereğince “Tasarruf edenlerin veya maliklerinin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk ya da mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde, icareteynli ya da mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakıf adına tescil edilir."

Dosyanın incelenmesinden, davalı defterdarın dava konusu taşınmaza kayyum olarak atandığı, kayyum kararına ilişkin dosyada; yaptırılan emniyet araştırmasında, tapu maliklerinin çevrede tanınmadığı, hayatta olup olmadıklarının tespit edilemediği gibi, mirasçılarının da bulunamadığı bildirilmiştir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, tapu maliklerinin ölü ya da gaip olduklarına ilişkin bir kesinlik yoktur.

-2-

Öyle ise mahkemece, bu ilkeler gereğince, tapu maliklerinin ölü yada gaip olup olmadıklarının araştırılarak, kesin olarak belirlenmesinden sonra, eğer ölü yada gaip iseler, 5737 sayılı kanunun 17.maddesi gereği vakfın niteliğinin belirlenip, mukataalı ya da icareteynli olduğunun saptanması halinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, mahkemece; davanın kabulü ile İstanbul Şişli,Kocatepe mahallesi, ... sokak da bulunan 535 ada, 18 parsel sayılı Mahmut Çelebi Vakfından icareli taşınmazın satış bedeli olan 292.500,00TL 'nin satış tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm davalının aşağıdaki bentte belirtilenler dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözü edilen 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17.maddesi gereğince “Tasarruf edenlerin veya maliklerinin mirasçı bırakmadan ölümleri, kaybolmaları, terk ya da mübadil gibi durumlara düşmeleri halinde, icareteynli ya da mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakıf adına tescil edilir.

Yasanın 3.maddesinde yapılan tanıma göre de, Mukataalı Vakıf; zemini vakıf üzerindeki yapı ve ağaçlar tasarruf edene ait olan ve kirası yıllık olarak alınan vakıf taşınmazlarını, icareteynli vakıf ise; değerine yakın peşin ücret ve ayrıca yıllık kira alınmak suretiyle süresiz olarak kiralanan vakıf taşınmazlarını ifade eder.

Bu halde somut uyuşmazlığın çözümü için “Mahmut Çelebi Vakfının” mukataalı veya icareteynli vakıf olup olmadığının yöntemince araştırılması gerekir.

Vakfiye kapsamındaki her taşınmazın coğrafi konumu ve hukuki durumu farklı olacağından bu taşınmazların kadim köy, kasaba ya da şehir içindeki mülk topraklar içinde olup olmadığı keşfen ve uzman bilirkişiler marifetiyle saptanmalıdır.Vakfın niteliğinin belirlenmesi noktasında yalnızca davacı kurum olan Vakıflar Genel Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabına göre tespit yapılması yeterli değildir.

Tüm bu açıklamalar ışığında; vakıf türünün belirlenmesi ve belirlenen vakıf türüne göre çekişmeli taşınmazda vakfın bir hakkının kalıp kalmadığının, taşınmazın vakfiyesine göre tespit edilen gayeye uygun kullanılıp kullanılmadığının hiçbir kuşkuya yer bırakmadan saptanması bu tür davalarda önem kazanmaktadır.

O halde mahkemece; dosya arasında bulunan davaya konu taşınmaza ait tapu kayıtları ve vakfiye örneği ile birlikte uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile mahallinde keşif yapılarak yukarıdaki ilkeleri kapsar biçimde rapor alınması sağlandıktan sonra sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekirken, yalnızca Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabı gereğince vakfın niteliğinin belirlenmesi suretiyle eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

-3-

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Av. Mesut YILDIRIM
Whatsapp ile görüş