Vasiyetnamenin Tenfizi
T.C. Yargıtay Başkanlığı - 3. Hukuk Dairesi
Esas No.: 2016/8652
Karar No.: 2017/2554
Karar tarihi: 06.03.2017
davanın açılmamış sayılması • vasiyetnamenin tenfizi • bilirkişi kurulu • denkleştirme • tenkis talebi • bilirkişi raporu • iptal davası • ıskat • davanın kabulü • bilirkişi incelemesi
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki (asıl dava) vasiyetnamenin iptali, (birleşen dava) vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar-birleşen davalılar vekili ; müvekkillerinin, murisin kendisinden önce ölen oğlu ...'ın çocukları olduğunu; muris, 09.09.1998 tarihli vasiyetnamesi ile, 29 parsel nolu taşınmazdaki 20/550 hissesinin 3/4'ünü oğlu Orhan'a, 1/4'ünü ise kızı Nuran'a bıraktığını, davacıları ise mirastan mahrum ettiğini; vasiyetçinin ölüme bağlı tasarrufu, yanılma ve davalıların zorlaması sonucu yaptığını iddia ederek; vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Islah dilekçesi ile de; aksi halde tenkise karar verilmesini istemiştir.
Davalılar -birleşen davacılar vekili ; davanın süresinde açılmadığını, vasiyetnamede davacıları mirastan ıskata yönelik bir ibare olmadığını, murisin irili ufaklı başkaca taşınmaz malları mevcut olup bu taşınmazların dava konusu vasiyete konu yapılmadığını, bir iptal sebebi bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; vasiyetnamenin iptali ve tenkis taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesini yapan,dairemizin : 2011/14754 esas,2011/20454 karar sayılı ilamı “mahkemece; murisin vasiyetname ile yaptığı tasarrufun, sağlararası bir tasarruf olmayıp, ölüme bağlı bir tasarruf olduğu ve mutlak tenkise tabi olduğunun gözetilmediğini,syrıca, vasiyete konu taşınmaz dışında başkaca taşınmazların bulunması da tenkis talebinin reddi için gerekçe gösterildiğini,tenkisin gerekip gerekmeyeceği, gerekiyorsa ne oranda ve ne miktarda gerekeceği önceden bilinemeyeceği,bunun için, mahkemece; öncelikle tereke mal varlığı tespit edilmesi, uzman bilirkişi heyetine tenkisle ilgili ayrıntılı bir hesap yaptırılması; davacılara, belirlenen değer üzerinden noksan harcı yatırmaları için süre verilerek, harç tamamlattırılması bundan sonra tenkis hükümleri doğrultusunda bir inceleme ve araştırma yapılarak, oluşacak sonuç dairesinde tenkis talebiyle ilgili bir hüküm kurulması gerektiği “ belirtilerek bozulmuştur.
./..
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama neticesinde,davacı ... tarafından açılan davanın açılmamış sayılması ile diğer davacılar tarafından açılan vasiyetnamenin iptaline ilişkin taleplerin reddi ile davacıların tenkis talebinin kabulü ile ; 6.742,13 TL' er TL nin tercih tarihinin kullanıldığı 16/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı ..., ... ve ...' e verilmesi ile birleşen davanın kabulü ile dava ve vasiyete konu Manisa ili şehzadeler ilçesi Anafartalar mah.410 ada 29 parsel B blok 1.kat 13 nolu bağımsız bölümün Mehmet kızı ... adına olan tapu kaydının iptali ile, tamamı 4 pay kabul edilerek 3/4 hissenin Tahir oğlu ... adına , 1/4 hissenin Tahir kızı Nuran Ünlü (Yürüm) adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş,hüküm davacı-birleşen davalılar ve davalı-birleşen davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalılar-birleşen davacıların tüm , davacılar-birleşen davalılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G.Antalya, Miras Hukuku, İstanbul, 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, İstanbul, 2004, s.23).
Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570).
Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir. Bunun için tereke ile ilgili bütün kayıt ve belgeler dosyaya getirtilmelidir. Murisin temlik dışı taşınmazların tapu kayıtları ve diğer belgeleri mahkemece re'sen tespit edilir (Yargıtay 2.HD.23.06.2005, 8487-9834)
Mirasbırakanın saklı payı zedeleyip zedelemediği "net tereke" üzerinden hesaplanır. Net tereke ise, terekenin aktifinden terekenin pasifin indirilmesi ile bulunur. Terekenin aktifi; mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı ile denkleştirmeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Terekenin aktifini, temlik edilenler ile temlik dışı bırakılan mal varlığı değerleri oluşturmaktadır. Temlik edilen ve temlik dışı olan taşınmazların değeri mirasbırakanın ölüm tarihindeki bedelleri esas alınarak hesaplanır.
Saklı paya elatmanın doğru olarak belirlenmesi için temlik konusu olmayan, mirasbırakana ait her türlü mal varlığı değerinin saptanması gerekir. Bunun için taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılması zorunludur(Yargıtay, 2.HD,15.11.2001, 14464-15834).
Terekenin pasifini TMK'nın 507/2.maddesinde açıklandığı gibi, mirasbırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazım giderleri, mirasbırakan ile birlikte yaşayan ve onun tarafından bakılan kimselerin üç aylık geçim giderleri oluşturmaktadır. Terekenin pasifleri hesaptan indirilir.
Net tereke bu şekilde tespit edildikten sonra davacıların net tereke üzerinden miras payı bulunur ve daha sonra saklı payları belirlenir. Ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler)
../...
mutlak tenkisine tabi tasarruflardır.
Bu durumda davanın TMK'nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir.
Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir.
İkinci olarak, temlike konu malın kıymetine noksan gelmeden bölünmezliğinin mümkün olup olmadığı saptanır.
Tasarrufa konu mal, sabit tenkis oranında bölünebilir ise bu kısımların bağımsız bölüm olarak taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Eğer, tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıkar ise bu defa MK. madde 564'de öngörülen tercih hakkı gündeme gelecektir.
Davalıya MK. 564.maddesi uyarınca seçimlik hakkı mahkemece kullandırılır. Seçimlik hakkının kullandırılması davalı duruşmada hazır ise, mal seçip para ödemeyi mi, yoksa mal verip almayı mı tercih ettiği mahkemece sorulmak suretiyle, davalı duruşmada değil ise kendisine bu konuda meşruhatlı davetiye çıkartılmak suretiyle yapılır.
Daha sonra ise yine mahkemece usulen bilirkişi iştirakı ile ikinci kez yapılacak bir keşif ile seçim hakkının kullanıldığı tarih itibariyle murisin davalıya temlik ettiği malın değeri saptanır.
En son olarak da seçimlik hakkının kullanıldığı tarih itibariyle murisin davalıya temlik ettiği malın değeri, önceki bulunan sabit tenkis oranının paydasına bölünerek elde edilen rakam, her bir davacı bakımından mahfuz hisseye tecavüz teşkil eden miktar dikkate alınmak suretiyle (başka bir deyişle, sabit tenkis oranının payı ile) nihayet her bir davacı bakımından tenkis hesabı yapılır.
Bununla birlikte,6100 sayılı HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkemenin, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece davalılara MK. 564.maddesi uyarınca seçimlik hakkı kullandırılmış olup,davalılar 16.04.2015 tarihi itibariyle tercih haklarını mal seçip para ödemek suretiyle kullanmışlardır. Mahkemece murisin davalıya temlik ettiği malın tercih tarihi itibariyle değerini tespit ettirmek amacıyla yargılama sırasında bilgisine başvurulan İnşaat Mühendisi tarafından düzenlenen 24.12.2014 tarihli raporda vasiyete konusu dairenin 20.11.2014 tarihi itibariyle 220.000,00 TL olacağı , mahkemece bilgisine başvurulan iki İnşaat Mühendisi ,bir Mülk Bilirkişisi tarafından düzenlenen 16/04/2015 tarihli ikinci raporda ise vasiyete konu dairenin tespit tarihi olan 10.04.2015 tarihi itibariyle 125.000,00 TL olacağı belirtilmiş olup, mahkemece bilirkişi tarafından düzenlenen raporlar yeterli görülmeyerek üçüncü kez bilirkişi incelemesi yaptırılarak yeniden rapor alınmıştır. Mahkemece bilgisine başvurulan iki İnşaat Mühendisi ,bir Mülk Bilirkişisi tarafından düzenlenen 02.06.2015 tarihli üçüncü raporda
.../....
vasiyete konu dairenin tespit tarihi olan 18.05.2015 tarihi itibariyle 114.000,00 TL olacağı belirtilmiştir.
Akabinde mahkemece, tenkis hesabı yapılmak üzere dosya Veli çavdar'a tevdi edilmiş olup ,daha önce mahkemece itibar edilmeyen ikinci bilirkişi raporu esas alınarak , tercih tarihi olan 16.04.2015 tarihi itibariyle vasiyete konu taşınmazın 125.000 TL olduğu belirtilerek sabit tenkis oranı hesap edilerek hüküm oluşturulmuştur. İkinci bilirkişi raporunu yetersiz bulan ve üçüncü kez bilirkişi incelemesi yaptıran mahkeme hakiminin, daha önce itibar edilmeyen raporu esas alarak karar vermesi yasal olarak mümkün değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilerek, vasiyete konu taşımazın salt tercih tarihi itibariyle değerinin belirlenmesi akabinde dosyada sabit tenkis oranı hesap edilmek üzere bilirkişi Veli çavdardan ek rapor alınmak konusunda denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
Bununla birlikte, kabule göre de her ne kadar hükmün 3,4 ve 5. bendinde davacıların tenkis talebinin kabulü ile ; 6.742,13 TL' er TL nin tercih tarihinin kullanıldığı 16/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine şeklinde karar verilmiş ise de tenkis hesabı neticesinde bulunacak bedelin ancak davalıların miras payı oranında davalılardan tahsili şeklinde karar verilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalılar-birleşen davacıların tüm, davacılar-birleşen davalıların sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Av. Mesut YILDIRIM